keşke memleketi cennet yapmak istemenin cezası olmasaydı ölüm
ama düşlerim uğruna ölümde yakıştı bana gülüm
düşlerimi kuşların kanatlarına astım gidiyorum
istanbulda kıştı
kurşunlar konuşunca
kaldırıma düştüm boylu boyunca
kalbim sıkıştı
kaldırım taşlarıyla
bedenim arasında kalınca
sıkışan kalbimde
memleketim ağladı sessizce
bana ölümde yakıştı
kurşunlar konuşunca
herkes sustu
kurtarmak için canını
bazısı da sağa sola koştu
önce kuşlar konuştu
sonra istanbul
istanbulda kıştı
içimde kurşun yangını
çocuğum yaşında biri
resimlerden tanımıştı beni
kolay sanmıştı tetiği yıkmayı
yıkar mıydı tetiği
bilseydi uykularına gireceğimi
ve beni öldürmenin öldürmek olduğunu kendini
adım hrant dinkti
ayakkabımın altı delikti
ama ben nice sokak çocuğunun karnını doyurdum
bütün insanları kardeşim gördüm
nicesinin hâlini hatrını sordum
yırtılmamıştı insanlığım
ve hiçbir şeye armağan değildi varlığım
hiç utancım olmadı ermeniliğim
ama
bana sorsaydılar
insan olsun derdim benim kimliğim
nerden bilecektim
kızımın beni bekleyeceğini
kalkmam için o kaldırımdan
insanlardan elimi tutmalarını isteyeceğini
vurmasaydı beni
hiç tanımadığım katilim
nicenizin derdiyle evime dönecektim
bende çocuklarımla gülecektim
ben yaşatmak için ömrümü adadım
bu memleketi cennet yapmak için yaşadım
aranızda ürkek güvercindim
ben böyle mi ölecektim